Salı, Ocak 17, 2012

ruhlara arzuhal

yazmam gerekiyordu artık
dökülmesi gerekenler vardı
akacak kan var içimde
kendi zehrimdeyim
kesik atıp ruhuma
temizlemeliyim içimi
kırmızı olacak ki beyaz kar biraz
kıymeti biline
atarsın küçük bi kesik
vurursun dibine
dökersin damlalarca
geldi değil mi gözünüzün önüne?
bembeyaz üstünde kan damlaları
ama koyu renk
unuttunuz mu
zehiri atıyoruz
ruhumuzdan
çekiyoruz engelleri
yolumuzdan
bakmıyoruz
görmüyoruz
üşüyoruz
döküp gidicez
sonra taze kan için
Huzurla birer kadeh
sıcak şarap içicez
hepimizin içinde var zehir
bende böyledir
sizde öyledir
hep zehirleyecek
hep kesicez
hep akıtıcaz
zararımızı sadece kendimiz tadıcaz
akıtamazsan
ölürsün
tattırırsan
ölüdürürsün
ne intihara meyilliyim
ne katilim
elimden gelen
dilimden düşen
satırlara değen bunlar
ben sadece
katibim

Perşembe, Ocak 05, 2012

39.5 °C

ateşler içindeyim
bedenim titremelerde
gözlerim yarı açık
gözlerim yarı kapalı
ruhum biraz aralı
kararsız parmaklarım
ama hiç bukadar hızlı yazmadım
sallanmakta tüm bedenim
gerçekten bilmiyorum
nerdeyim
hem yerdeyim
hem gökteyim
hem mezarda yenim
hem kaf dağının tepesi yerim
gözlerim doluyo
birşeyler hiçdurmadan ölüyo ve doğuyo
ağlıyorum
hastayım sadece
yasta değilim
çekilin
ve üstüme gelin sadece
sarı lambalarımı yakasam var bugece
sallana sallana
ateşten titreye titreye
sokağı seyretmek istiyorum

arada pencereyi açmak
soğuğu kucaklamak
buğulu gözlerimi rahatlatmak
sonra gecenin ikisi gibi çöpçüleri duymak
onların seslerine uymak
ayaklarım tutmaz halde kalkmak
bu gece evin heryeri tertemiz çarşaf

ne sağ taraf
ne sol taraf
her-yer-araf
belli yerin
belli yurdun
doğrudur herşey arafta duyduğun.

Salı, Ocak 03, 2012

ben adam olamaz mıyım?

bazen onlarca düşünce
dilimde satırlara dönüşüyor
sokağın ortasında
söyleyiveriyorum havaya
kulağıma güzel geliyo
dilinizi okşayacaklar biliyorum
ama o anda işte
nasıl yapayım
nasıl edeyim
yazamıyorum
içimde tutsam
durmuyorlar
söylesem uçuyorlar
sesleri var
imzaları yok
karınları aç
karınları tok
bir bildiğim de yok
durup düşününce sokak lambasının altında
sussam olmuyor
konuşsam boş
uçuyor söylediklerim
ve bilmiyorum
kalıcımı satıra üflediklerim
ah benim gördüklerim
aaaah benim bildiklerim
vah ki vah beni ben yapanlar
bi gidin artık vazgeçemediklerim
ben sandıklarım
benden sandıklarım
içimden gelen
susma diyen
beyninizi yiyen
dur adam dur
ne bu hız bu sürat
yavaş ol
sakin düşün
hemen konuşma
hemen düşünme
hemen üşüme
yürüme
bekle
nefes al
içine çek
tut içinde
ısın
ısıt
kat, katık et
boz
ezberlerini
gelir gider aklın
bilirim
biliriz
araflara koymaya çalışma
bilmediğin kendinle yarışma
bugünece alıştırmışsın
olmadığın şeye kendini alıştırma
inandırma
kandırma
aldırma
nefes al, nefes ver
hayat al, hayat ver
yanında senden biraz katık et
biraz söz
biraz ses ver
bi nota bul
bırak tınlasın
dalga dalga büyüsün tını
şimdi sakince arkana yaslan
içini çek
güzel bir düşünce geçsin aklından
bir gülümseme iz bıraksın yüzünde
gerin bi
şöyle kollarını aça aça
yani demem o ki
hayat bu
herşey belirsiz
"eğer"i yok, becerebil
doya doya yaşa