Cuma, Temmuz 31, 2015

Siyah ile Beyazın Kısa Hikayeleri - Döngü 1

sonra sonra alıştım yalnız konuşmaya.
sağımdan solumdan gelen tv ve radyodaki sesler dışında,
ziyadesiyle sessizdi içim.
arada bir ismimi duyuyordum,
bakınıyordum da kimseyi göremiyordum,
ses çaldı kulağım herhal diyordum,
sonrası aynı, devam içimden konuşmaya...
bir keresinde birini gördüm sandım sanki
kapının önünden geçti bir gölge
"huuu komşuuu" diye seslendim, gibi geldi bana,
kulaklarım kendi sesimi duydu mu o an tam hatırlamıyorum
sanki seslendim
ama ne duran oldu, ne seslenen
sonrası yine aynı, devam içten içe konuşmaya..
bir keresinde de kolumda bir acıyla uyandım
kafamı çevirdim koluma, bir damla kan
döndüm hemen kapıya,
sanki beyaz bir gölge gördüm
tüh dedim, yine yakalayamadım herkimse.
sonrası yine ve yine aynı, devam kendimle konuşmaya...
uyuyordum, uyanıyordum, hep aynı ışık
sağımda solumda önümde ve arkamda hep aynı
belli bir yere gitmiyordum
ne gündüzü biliyordum ne geceyi
kaç zaman olmuştu kimseyi görmeyeli
bazen etrafım araf gibiydi
bazen ayakta bazen yatakta sanki
sonra bir gün, öyle çok başım ağrıdı ki
gözlerimden yaş geldi
ben ağladım, ağrı arttı
ağrı arttı ben ağladım
gözlerimdeki yaşlardan görüşüm bulandı
bulanık ve daha bulanık derken
baktım ki, herkes orada
bana bakıyorlar, kimi sadece ağlıyor
kimi bir yandan ağlayıp bir yanda da gülümsüyordu.
ağrı hala vardı,
ama onları görmenin verdiği heyecandan olsa gerek
ağlatmıyordu artık.
seslenmeyi denedim, sesim çıkmadı
elimi kaldırmak istedim, yerinden kıpırdamadı
doğrulayım bari dedim, milim oynayamadım.
işte ozaman anladım,
gözümü kırptım birkaç nasılsın iyi misin sorusuna
ve içim ürperdi,
sıfırdan başlayacaktı hayat
bu beyaz hastane odasında...