Pazartesi, Şubat 27, 2012

yetmez kelimelerim yağmura

güzelliğine uyandığımın sabahıydı
kafamı uzattım pencereden
yağmur değdi gözüme
yollar ıslak
hava akşamüstü
soğuk değmiyor
işte böyle bir sabah
günlerden pazartesi
her pazartesi gibi
ar etmeden dile
telaffuzu mümkün değil
memnunniyetsiz bünyeye
iyi gelir mi hiç
işin gücün derdi
yinede çektim içime kokusunu
haftanın ilk gününün
yavaşça yürüdüm
hersabah gördüğüm yolda
bir umuttur yağmur
benzemez kar'a kış'a
benzemez kara kışa
benzemez çamura
benzemez sade yaşa
işte, yağmura bugün sözüm
içim gider yağdım mı benim
yağasım gelir
sayasım sövesim gelir
bi cesaret gelir
bir değil bin gelir
gözüm açılır
sözüm saçılır
elverir içim
çoğu bilmez
çoğunuz bilemez
yağmur, yaş, çamur der
benim gibilere ise
yağmurun altı
en huzurlu yer...

Pazar, Şubat 19, 2012

"ben" yazdım

ben,
kendim,
ve hiçkimseliğim
gereksizliğim
ve gereğim
saçma sapan yüreğim
notaların sağları batar
kanar içerim
Ağlama dedikçe üstad
ben dökerim
yakarım
yıkarım
sökerim
dilim durmaz benim
yok hiçbir yerim
kalıcı değilim
deliririm
sakinleşmeye çalışırken
ve yalvarırım
"dur be kendim"
karışırım
dalaşırım
sadece anlık arınırım
hemen herşeye darılırım
karmakarışığım
yorgunum
durgununm
tadım tuzum yok
yüzüm yok
karnım tok ama
huzurum yok
mekik dokurum
iş/ev arası
sabahın körü
akşamın karası
binbir türlü
dil yarası
kiminin evveli
kiminin sonrası
anlatır durur
aslında hiç tanımadığım yüzler
hep bir yol bulurum
ve gelir o güzler
sarı dökülmüş yapraklarını sevdiğimin mevsimi
demiştim ya hani
"ben sana ne yaptım sonbahar?"
tek suçum
kasımda doğmaksa eyvallah
üşüdüm artık,
çok soğuk
çok yorgunum
neredeyse hiç oldum
bi gereksiz halim var
işte ben
maalesef
tam o halde durdum
söylemişmiydim
kendimden çok yoruldum...


Çarşamba, Şubat 08, 2012

adını koyamadığım yazı

zaman oldu
biraz zaman
sesim çıkmayalı
yazıp bıkmayalı
az biraz zaman
anladım tamam
dökülesiceler birikti
yuttum kimini
havaya döktüm kimini
tuttum elimi
dilimi
hatırlıyorum bir seferinde
"ruhumun gerizekalılığı" dedim
sonrası yok ozaman düşündüklerimin
sonra
yağmur yağdı dün
kar'a inat
kışa inat
ikram etti bana bikaç damla
ne güzel hava kapadı sonra
ya ben ne çok sinir olurum
buz gibi havada güneş açmasına
yağmurdan sonra güneş açmasına
kardan sonra güneş açmasına
ya ben ne çok sinir olurum
ne çok şeye, ne çok kere
yetişmeye çalıştıkça heryere
ve gitmedikçe hiçbiryere
döndükçe içinde
kendi daireni kırmadıkça
kırdığında kopmadıkça
yapıcam diyip yapmadıkça
almadıkça
duymadıkça
yaşamadıkça
sakladıkça
uçtukça
kaçtıkça
nefes almadıkça
olur böyle şeyler
misal,
yazmadıkça ve yazmadıkça
yazamazsın
söylemedikçe
susamazsın
söyledikçe
duramazsın
bazen
sustukça
konuşamazsın
vesaire vesaire vesaire
soğuk değdi dışımıza çok
ama sıkı giyinmiştik
üşümedi içimiz
belki bulamadık bir köşebaşı
sıcak şarap içecek
belki ısınmak önceliklerimizden oldu
ama kaçımız
bugünden evvel
eksi bilmemkaçlarla dondu???
sonra beyazla siyah karıştı
çamur rengi oldu
ama tekrar etmeden geçemem
hepsinin üstüne yağsın yağmur
razıyım ben
tüm dünya beyaza bürünse
temiz görünse
hissetmem de
bir damla yağmur düşse
gülümser en derindeki hücrem...