Göksel Baktagir - AĞLAMA
öyle zamanlarda duydum ki bu notaları
farklı anlar
farklı duygularla,
uzak ellerde
bilinmez yerlerde,
kimisi elde
kimisi dilde.
şimdi ise,
hüngür hüngür bir ağıt içimde
ve hatta gözlerimde
günün bu saatinde,
elim titrek
gözüm ıslak
yarım yamalak
en son nezaman sıkıştı böyle kalbin be ahmak?
yine ağıda sebep bulamamak,
kalkıp gitmekle
bokyemeyip oturmak arasında kalmak,
darlanmak
bunalmak!
ha bişeyi anladım ama,
benim harcım değil yalnız kalmak
sanırım herşeyi elime yüzüme bulaştırdım hep
nere gitsem olmadı
nere dursam kalmadı
neye baksam kırıldı
arkam döndüm, darıldı
koca koca sözler eden adam gibiydim
içimde aslında incecik bir dal
kendi kendime kırıldı,
yırtıldı içim şimşek çakan gök misali
ama yağmaktan gayrı yoktu yapacak,
yağdım.
yağmur koktum önce
sonra yavaştan bir kahve kokusu
kahveye karışan huzur dokunuşu
biri bin eden, bini bire çeken
derdi alan, huzur veren
bir gelen, iki giden
olabilen
olabilemeyen
söyleyemeyen
sorduğumu bilmeyen
sordum mu, bilmeyen
kahve kokusu işte
çekirdeklerle lokumlara karışan
içimdeki adamla yarışan
ve çok şükür ki kazanan
kahve kokusu işte
hiçbir içeceği daha fazla sevmeyeceğim bu gidişle (nokta)